Eşref Rüya 2. sezon ne zaman başlayacak? Yeni sezon tarihi belli oldu
Yayınlandığı günden itibaren izleyicilere heyecan dolu dakikalar yaşatan Eşref Rüya dizisinin 2. sezon tarihi belli oldu. Diziseverlerin merakla beklediği yeni sezonda Eşref’in Rüya’ya kavuşup kavuşmayacağı merak ediliyor. İşte ayrıntılar…
EŞREF RÜYA 2. YENİ SEZON NE ZAMAN BAŞLAYACAK?
Eşref Rüya’nın yeni sezon tarihi belli oldu. Kanal D ekranlarında yayınlanan Eşref Rüya dizisinin 2. sezonu 17 Eylül’de izleyicileriyle buluşacak.
EŞREF RÜYA SEZON FİNALİNDE NELER OLDU?
Eşref, Nisan ve Yetimler arasında zor bir karar vermek üzereyken, Rüya’dan gelen haberle sarsılır. Hayatının aşkını bulma umuduyla çıktığı yol, onu şimdiye kadarki en büyük sınavıyla karşı karşıya bırakır.
Liderlik hırsıyla gözü kararan Kadir, kontrolü ele geçirmek için her yolu dener ve önüne çıkan herkesi ezmeye kararlıdır. Çiğdem’le yaptığı iş birliği, Nisan ve Eşref’i tehlikeli bir çatışmanın içine sürükler.
Her şeyin alt üst olduğu bu büyük mücadelede Eşref, sevdiklerini korumak için var gücüyle savaşır. Kanların döküldüğü, ihanetin doruklara ulaştığı ve tüm düzenin alt üst olduğu sezon finalinde, Eşref Rüya’sına kavuşmayı beklerken kabusuyla yüzleşecektir.
Sıcak havalarda kalp krizi ve panik atak belirtileri karıştırılabiliyor
Uzmanlar, sıcak havalarda görülen çarpıntı, göğüs ağrısı ve nefes darlığı gibi şikayetlerin hem kalp hastalığına hem de panik atağa işaret edebileceğini belirterek, dikkatli olunması uyarısında bulundu.
Ankara Bilkent Şehir Hastanesi Kardiyoloji Kliniği Eğitim Görevlisi Prof. Dr. Telat Keleş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yaz mevsiminde artan sıcaklıkların kalp hastalarında ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğini, kalp yetmezliği, hipertansiyon ve koroner arter gibi hastalığı olan bireylerde kalp krizini tetikleyebileceğini kaydetti.
Sıcak havalarda vücudun ısı dengesini korumak için çeşitli fizyolojik mekanizmalar geliştirdiğini, bu süreçte damarların genişlediğini ve terlemenin arttığını anlatan Keleş, “İdrar söktürücü kullanan kalp yetmezliği hastalarında sıvı kaybı, böbrek fonksiyonlarını bozabilir, kalp yetmezliği şiddetlenebilir. Hipertansiyon hastalarında kontrolden çıkabilir. Sıcak havalar, koroner arter hastalığı olan hastalarda kalp krizini tetikleyebilir.” dedi.
Kalp hastalarının sıcakta dışarı çıkmaktan kaçınmaları gerekiyor
Prof. Dr. Keleş, yapılan çalışmaların, aşırı sıcakların kalp hastalıklarında ölümü artırdığını gösterdiğini dile getirerek, vücudun sıcağa adapte olmak için geliştirdiği mekanizmaların kalp krizini tetikleyebileceğini söyledi.
Kalp hastalarının güneşin etkili olduğu saatlerde dışarı çıkmaktan kaçınmaları gerektiğini vurgulayan Keleş, “Kalp krizi geçirmiş veya stent takılmış koroner arter hastalığı olanlara önerim, bu sıcak havalarda mutlaka güneşe maruziyetten kaçının. Belli saatlerde dışarı çıkmamalarını öneririm. Egzersiz yapacaklarsa, çalışacaklarsa, güneşin battığı veya doğmadan önceki saatleri tercih edebilirler.” diye konuştu.
Keleş, sıcak havaların yalnızca fiziksel değil, psikolojik sağlığı da etkileyebileceğini, özellikle panik atakla karıştırılan belirtilere karşı dikkatli olunması gerektiğini vurguladı.
Prof. Dr. Keleş, şunları kaydetti:
“Panik atakta ani başlayan bir nefes darlığı, çarpıntı, göğüs ağrısı gibi bir şikayet başlayabilir. Bunlar bir kalp hastasında da başlayabilir ve kalp krizi habercisi olabilir. Genellikle, ayrımı şöyle yapıyoruz. Önceden bir kalp hastalığının olup olmaması önemli. Eğer önceden bir kalp hastalığı var ve bu şikayetler çıkıyorsa, mutlaka bir değerlendirme için başvurması gerekiyor. Kalp krizini atlamamız çok ciddi sonuçlar doğurabiliyor. Kalp krizini atlamamak için göğüs ağrısı, nefes darlığı, çarpıntı gibi şikayet başlar ve hemen düzelmezse, özellikle kalp hastalığı öyküsü varsa kişide bir sağlık kuruluşuna başvurmasını öneririm.”
“Her 10 kişiden biri panik atak geçiriyor”
Bilkent Şehir Hastanesi Psikiyatri Kliniğinden Doç. Dr. Seda Kiraz da panik atağın kişinin günlük yaşamını ciddi şekilde etkileyebilen, ani başlayan, yoğun korku ve bedensel belirtilerle seyreden bir durum olduğunu belirtti.
Panik atağın sıklıkla kalp kriziyle karıştırıldığına dikkati çeken Kiraz, şunları söyledi:
“Her panik atak yaşayan bir kişide, psikiyatrik rahatsızlık vardır diyemeyiz. Genel toplumda da bir kişinin hayatı boyunca panik atak yaşama oranı yüzde 10’dur. Bu da demektir ki 10 kişiden biri hayatı boyunca bir kez panik atak geçiriyor. Bu durum sık sık oluyorsa, kişinin hayatını olumsuz derecede etkiliyorsa, iş yaşamını, hayat kalitesini olumsuz derecede etkiliyorsa, panik ataklar olmadığı zamanlarda da kişi panik atak yaşayacağım diye korku ve kaygıyla baş başaysa, o zaman profesyonel destek alması gerekir.”
Doç. Dr. Kiraz, özellikle çarpıntı hissi, göğüs ağrısı, nefes darlığı gibi belirtilerin kalp krizinde de görüldüğünün altını çizerek, “Panik atakta daha çok yoğun bir korku ve kaygı hali mevcuttur. Bu durum daha ön plana çıkar. Belirtiler 15-20 dakika içerisinde kendiliğinden geçer. Panik ataklar, tekrarlayıcı özellikler gösterebilir. Kişi daha önce bir panik atak geçirmişse, bu durumu tanıyabilir. Bu nedenle bazı fiziksel belirtiler, bu öykülerle kalp krizinden klinik olarak ayırmamıza yardımcı olur.” ifadesini kullandı.
“Sıcak hava panik atak ve kaygıyı artırıyor”
Yapılan çalışmaların sıcak havanın panik atak ve kaygıyı artırdığını gösterdiğini aktaran Kiraz, “Sıcak havalar, kişilerde çarpıntı hissi, bunaltı, daralma veya uykusuzluk gibi belirtiler panik atağı tetikleyebilir. Bu durum, kişinin beyninde panik atak geliyormuş gibi bir alarm oluşturabilir.” dedi.
Kiraz, panik atağa karşı şu önerilerde bulundu:
“Kişi bunun geçici bir durum olduğunu kendine hatırlatmalı. Güvenli, sakin bir alanda kalmasına yardımcı olacak şekilde bir ortam hazırlanabilir. Panik atakların olmadığı dönemlerde düzenli uyku, beslenme, belirli fiziksel aktiviteler ya da uğraşlarla atakların gelmesini önlemeye çalışabilir. Hala devam eden durumlar varsa da profesyonel destek alabilir. Bu konuda da günün çok sıcak saatlerinde dışarı çıkmamalarını, uykularına ve su tüketimlerine dikkat etmelerini, kendilerini iyi hissettiren uğraşlar varsa da bunlara daha çok zaman ayırmalarını ve iyi sosyal ilişkiler kurmalarını önerebiliriz.”
Tanju Özcan’dan Net Mesaj: “Şeffaf Olalım, Gerekirse Masadan Kalkalım”
Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Genel Başkan Özgür Özel’e olan güvenini vurgularken, komisyondaki sürecin şeffaf yürütülmesi gerektiğini söyledi.
CHP Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan, katıldığı “Terörsüz Türkiye” Komisyonu sonrası kamuoyunda oluşan tartışmalara sosyal medya üzerinden yanıt verdi. Parti içindeki uyarılarının, ülke ve CHP sevgisinden kaynaklandığını ifade eden Özcan, Özgür Özel’e olan güvenini de açıkça dile getirdi.
Sosyal medya hesabından paylaşım yapan Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan, “Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel ile 14 yıldır birlikte çalışıyoruz. Kendisine şahsen güveniyorum. Aksaray mitinginde de çok net konuştu. Yanlış bir karara ‘olur’ demeyeceğine ikna oldum” dedi.
Özcan, hükümete karşı açık ve cesur bir duruş sergileyen Özgür Özel’in bu tavrının gurur verici olduğunu belirtti. Ancak AKP, MHP ve DEM Partisi’nin oluşturduğu komisyondaki ittifaka güvenmediğini vurguladı.
“Referandumda olduğu gibi Erdoğan’ın ‘Atı alan Üsküdar’ı geçti’ demesinden korkuyorum” diyen Özcan, komisyondaki sürecin şeffaf ilerlemesi gerektiğini ve kamuoyunun her aşamada bilgilendirilmesinin önemli olduğunu söyledi.
Tanju Özcan, sürecin gerektiği noktada sonlandırılmasından da çekinilmemesi çağrısında bulundu: “Masadan kalkmamız gerektiğinde tereddüt etmeyelim!”
Paylaşımıyla hem parti yönetimine destek hem de sürece yönelik eleştirel bir uyarı gönderen Özcan’ın sözleri, kamuoyunda dikkat çekti.
Tunceli balına Londra’da altın madalya
Tunceli Balı Londra Uluslararası Bal Ödülleri Yarışması’nda kalite kategorisinde altın madalyaya layık görüldü.
Doğası ve zengin endemik bitki çeşitliliği ile Türkiye’nin önde gelen organik bal üretim merkezlerinden Tunceli’de yaklaşık 800 arıcı, Hozat, Ovacık, Pülümür, Çemişgezek ve Nazımiye’de, 2 bin 500 rakımı bulan yaylalarda üretim yapıyor.
1 KİLOGRAMDA 210 BİN POLEN VAR
‘Munzur Balı’ olarak coğrafi işaret tesciline de sahip bal üzerinde Tunceli Arıcılar Birliği’nin Hacettepe Üniversitesi iş birliğiyle yaptırdığı analizlerde, 1 kilogramında 210 bin civarında polen bulunduğu tespit edildi. Londra Uluslararası Bal Ödülleri Yarışması’nda ‘İksor’ markasıyla yarışmaya katılan Munzur Balı, 280 civarında ürünün kalite ve ambalaj kategorilerinde değerlendirildiği organizasyonda, kalite kategorisinde altın madalyaya layık görüldü.
DOKUSU, TADI VE RENGİ OYLAND
I
Bal üreticisi Doğan Çelik, çok mutlu olduklarını ifade ederek “İksor balını Londra’da Londra Uluslararası Bal Ödülleri Yarışması’na gönderdiğimizde çok büyük bir başvuru sayısı olduğunu tahmin etmiyorduk. 300’den fazla başvurucu ilk etapta başvurmuş, onu öğrendik. Bundan yaklaşık olarak 280 civarı ilk aşamayı geçmiş. Bizim balımızı değerlendiren bağımsız bir jüri heyet oldu. Bu jüri heyeti balın dokusuna, lezzetine ve rengine oy verdi. Dolayısıyla aslında bu ödüllendirmenin sonucu olarak jüri heyetinin taktiri bağlamında altın madalya almaya, Tunceli’nin coğrafi işaretli Munzur balı İksor markasıyla layık görüldü. Bunun için de çok mutluyuz, çok kıvançlıyız” dedi.
‘POLEN SAYISI ÜLKE STANDART DEĞERİNİN 3 KATI FAZLA’
Tunceli Arıcılar Birliği Başkanı Kazım Doğan, kentte üretilen balda yapılan analizlerde, polen sayısının Türkiye standartlarının 3 katı olduğu belirterek, “Çok mutluyuz, çok kıvançlıyız. Türkiye’de arıcının ürettiği balla ilgili hiçbir sorun yoktur. Türkiye’de daha çok yapay diğer ürünler arıcının önüne geçmektedir ve balın itibarını da sarsan konu kesinlikle yapay ürünlerdir. Yoksa ben ülkenin her tarafında üretilen balların gayet kaliteli olduğunu biliyorum. Bizim ayrı bir avantajımız var. Zengin endemik bitki çeşitliliğimiz var. Bütün bunlar da bizi öne çıkaran şeyler. Polenle ilgili bir çalışma yaptık. Hacettepe Üniversitesi ile bir çalışma yapmıştık. Bizim polen sayımız özellikle bir balda bulunan polen sayımız ülkede üretilen ortalama balların çok fazla üzerinde.
Yani polen sayımız en son 210 bin civarındaydı. Standardın tam 3 katı fazla. Yani bir kilogram bal içerisindeki polen durumunu ifade ediyordu. Ayrı zengin bir içeriğe sahibiz. Bir de yeni endemik türler var aslında. Mesela yapılan polen kütüphanesinden bakıldığında türü tespit edilemeyen ama bizim coğrafyamızda bulunan bir sürü endemik polen, bitkinin polen türü var. Biz zaten balımızın ödüllü döneceğine emindik. İksor’da buna vesile ödülden dolayı üreticilerimiz olduğu teşekkür ediyoruz. Londra’daki çok mutlu” diye konuştu.
Edis, Dua Lipa ile buluştu
Kosova’nın başkenti Priştine’de bu yıl 5’ncisi düzenlenen Sunny Hill Festivali’nin ilk gecesinde, Türk pop müziği sanatçısı Edis ve Kosova asıllı şarkıcı Dua Lipa sahne aldı.
Dua Lipa ve babası Dukagjin Lipa’nın kurduğu Sunny Hill Vakfı tarafından Priştine’de düzenlenen festivale katılmak isteyen katılımcılar, öğle saatlerinden itibaren festival alanını doldurdu.
Festivalin ilk gecesinde Türk pop müziği sanatçısı Edis ile dünyaca ünlü Kosova asıllı sanatçı Dua Lipa’nın aralarında olduğu ünlü isimler sahne aldı.
Edis’in performansı, alanda bulunan binlerce kişi tarafından ilgiyle takip edildi.
3 Ağustos’a kadar sürecek festivalde Shawn Mendes, Anyma, Peggy Gou ve Mochakk gibi dünyaca ünlü isimler konser verecek.
Yetkililer, festival için çeşitli ülkelerden 40 binden fazla misafirin geldiğini ve şehirdeki otellerde boş oda kalmadığını bildirdi.
Festival organizatörlerince yapılan yazılı açıklamada, bu yıl festivale Türkiye’den ilginin yoğun olduğu ve binlerce bilet satıldığı belirtilmişti.
Bugüne kadar Calvin Harris, Miley Cyrus, Martin Garrix, Bebe Rexha gibi dünya starlarının sahne aldığı Sunny Hill Festivali, Dua Lipa ve babası Dukagjin Lipa’nın kurduğu Sunny Hill Vakfı tarafından düzenleniyor.
Vakıf, elde ettiği gelirlerle Kosovalı gençlerin müzik ve sanat yoluyla yeteneklerini sergileyebilmelerine olanak sağlıyor.
News
